Mevsimin Ritmini Yakalayan Tasarım Anlayışımız
2019'dan beri çiçeklerle çalışıyoruz ve bir şeyi fark ettik — her mevsimin kendine özgü bir dili var. Bahar coşkulu, yaz cömert, sonbahar melankolik, kış ise sessizce derinleşiyor. Biz bu değişimleri komposisyonlarımıza taşırken sadece güzel bir buket hazırlamıyoruz; o anın duygusunu somutlaştırıyoruz.
Mevsimsel Döngüyü Anlayarak Başlıyoruz
Çoğu çiçekçi trend peşinde koşar. Biz mevsimin ne sunduğuna odaklanıyoruz. Mart'ta ilk sümbüller geldiğinde mesela — onların o kırılgan yapısı ve yoğun kokusu, baharın başladığına dair ilk işaret. O sümbülleri zorlamadan, olduğu gibi kullanıyoruz.
Ağustos sıcağında orkideler solsa da, güneş çiçekleri en parlak halinde. Bunu bilmek komposisyonlarda fark yaratıyor. Her çiçeğin en güçlü olduğu anı bekliyoruz. Bu sabır, işimizin temelinini oluşturuyor aslında.
Sonbahar geldiğinde renk paleti kızıllara, kahverengiye kayarken, bu geçişi kompozisyonlara yansıtmak için farklı doku ve yapraklar deniyoruz. Kış ise minimalizmin zamanı — beyaz güller, ökaliptüs dalları, sade ama etkileyici.
Renk ve Doku Dengesi Üzerinde Duruyoruz
-
1
Renk Uyumunu Rastgele Bırakmıyoruz
Bir buketin göz alıcı olması için sadece parlak renkler yeterli değil. Tonların birbirine nasıl geçtiği, hangi yeşilin hangi pembesi tamamladığı önemli. Haziran'da lavantayla beyaz gülü yan yana getirdiğimizde, o yumuşak mor ve krem kombinasyonu bir denge yaratıyor.
-
2
Doku Çeşitliliği Derinlik Katıyor
Pürüzsüz şakayık yaprakları, tüylü lavanta sapları, parlak ithal yapraklar — bu farklı yüzeyler ışığı değişik şekillerde yansıtıyor. Ekim'de kuru çiçeklerle taze yaprakları birleştirdiğimizde, sonbahar geçişinin o nostaljik havası kendiliğinden oluşuyor.
-
3
Her Kompozisyon Tek Başına Anlam Taşıyor
Formüle göre çalışmıyoruz. Her sipariş için o anki mevsimsel materyallere bakıyor, müşterinin tercihini dinliyor, sonra o işe özel bir hikaye kuruyoruz. Kasım'da hazırladığımız bir romantik kompozisyonda kırmızı güller değil, koyu turuncu dalyalar ve bordo yapraklarla sıcaklık yarattık mesela.
Çalışma Sürecimizin Temel Adımları
Her proje için izlediğimiz yol farklı olsa da, bazı prensipler değişmiyor. İşte bir kompozisyon hazırlarken uyguladığımız altı aşama.
Mevsimsel Stok Kontrolü
Her hafta tedarikçilerden gelen çiçekleri inceliyoruz. Hangi çiçek taze, hangisi yeni sezon, hangi renk tonları mevcut — bunları not ediyoruz. Böylece müşteriye önerimiz gerçekçi oluyor.
Müşteri İletişimi
Telefonda ya da mağazada konuşurken sadece renk tercihi sormuyoruz. Hangi ortam için, kim için, ne duyguyu yansıtmak istiyor — bunları anlıyoruz. Bazen müşteri "neşeli bir şey" dediğinde o anki mevsimsel çiçeklerle farklı yorumlar çıkarabiliriz.
Tasarım Taslağı
Kağıt üzerinde ya da zihinsel olarak kompozisyonun iskeletini kuruyoruz. Ana çiçek ne olacak, yan çiçekler nasıl destekleyecek, yeşillik nereden girecek. Bu aşamada dengeyi test ediyoruz.
Malzeme Hazırlığı
Seçilen çiçeklerin saplarını kesiyoruz, yapraklarını temizliyoruz, sudan bekletiyoruz. Her çiçeğin taze kalması için ön işlem önemli. Kış aylarında su sıcaklığını bile ayarlamamız gerekiyor.
Kompozisyon Montajı
Çiçekleri adım adım yerleştiriyoruz. Bazen planladığımız düzen çalışmıyor, o zaman anlık değişiklikler yapıyoruz. Bu süreci aceleye getirmiyoruz — her çiçeğin konumu görsel dengeyi etkiliyor.
Son Kontrol ve Teslimat
Hazır buketin genel görünümünü kontrol ediyoruz. Simetri bozuk mu, renkler uyumlu mu, saplarda sıkıntı var mı — bu detayları gözden geçiriyoruz. Sonra ambalajlayıp teslim ediyoruz. Yaz sıcağında araçta bile soğuk koruma sağlıyoruz.
Dorian Ekşiler
Baş Tasarımcı ve Kurucu Ortak
2017'de çiçekçilikle tanıştım ama 2019'da Nexabrion'u kurduğumuzda asıl felsefemizi oturtmuş olduk. O zamandan beri mevsimsel değişikliklerin nasıl fırsat yarattığını gözlemliyorum. Her sezon farklı bir palet sunuyor — bunu zorlamadan kullanmak önemli.
Atakum'daki mağazamızda günde ortalama on beş kompozisyon hazırlıyoruz. Ağustos ayında düğün yoğunluğu artıyor, kış aylarında daha çok kurumsal siparişler geliyor. Bu ritmi anlamak bize planlama kolaylığı sağlıyor.
Ekibimizle birlikte her hafta yeni gelen çiçekleri değerlendiriyoruz. Bazen planladığımız bir konsepti tamamen değiştirmek zorunda kalabiliyoruz — ama bu esneklik zaten işimizin doğası. Mevsimle akıp gitmek, direnmekten çok daha işlevsel.